Kendini beğendirme çabası literatürde bir davranış bozukluğu olarak yer almıştır. Aslında kökeninde kişinin kendini her alanda yetersiz olarak görmesi ve bu duyguya yenik düşmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Yetersizlik duygusu ile boğuşan kişilerde bu durum ileri seviyelerde görünür ve kişi ne yazık ki çoğu zaman bunun farkında olmaz.
İnsan oğlunun doğasında zaten var olan kendini ispat ve dışa beğendirme çabası bazılarımızda ileri uçlarda ve kişiye içten içe rahatsızlık verecek durumdadır. Bunları tetikleyen etkenlerin başında aslına bakılacak olursa yine insanoğlu ve yaratmaları yatmaktadır. Nedir bunlar; durdurulamayan teknolojik gelişmeler, kişilerin birbirlerine olan bakış açıları, ön yargılarımız, hırçın alışveriş, iş ve sosyal hayatta süregelen rekabet, güzel çirkin zengin fakir gibi zıt yaklaşımlar, eksiklik hissettiren TV reklamları ve daha bir çok etken. Kişi fit olunca, kaliteli giyinince, kendilerinde olan eksikleri başkalarına yükleyince, pahalı arabalar alınca, aşırı makyaj yapınca, kendini olmadığı birisiymiş gibi lanse edince aslında kendi yetersizliğini bir şekilde gizlediğini düşünür. Yetersizlik duygusu kişiden sökülüp atılmadıkça asla gizlenemez. O her zaman orada bir yerlerde durur ve sizi kemirir. Oysa ki kişi sağlık için spor yapsa, başkalarını kusurları ile yargılamasa, yeteri kadar bakımlı ve kendisine yakışanı giyinse, maddi gücü yettiği çerçevede alışveriş yapıp ona göre bir hayat yaşamaya çalışsa gerçekten mutlu olacaktır. Kısacası kendini başkalarına ispat etme ve beğendirme çabasına girmese hayat bir çağlayan bir ırmak edasında ilerleyip gidecektir.
Önce kendimizi sevip saymalıyız kendimizde değer vermeliyiz. İnsan gerçek anlamda kimliğini bulduğu sürece bu hayatta değerlidir. Kişi eksikliklerini, doğrularını, yanlışlarını kabul ederse kendisiyle daha barışık bir hayat sürer. Diğer türlü maske takarak ve manevi olmayan maddeye bağımlı şeylere tutunduğu sürece sonsuz bir ormanda kaybolmuş bir gezgin misali hayatın içinde kaybolur.
Kendini beğendirme çabası dıştan içe doğru bir etkidir ve gerçek değildir oysa ki insan duygularının kuvveti ve gerçekliği içten dışa duygularda söz konusudur.
Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.